• Merkez Mah. Türbe Cad. Hacı Ömer Okulu Karşısı Şok Market Üzeri Seçkin Apt. Kat: 1 No: 1 Erdemli/MERSİN

S.S.S

S.S.S

Sık Sorulan Soru ve Cevaplar

Bizimle ilgili merak edilen sorular

Sağlıklı yaşamın temelinde hem doğru beslenmek hem de fiziksel olarak aktif olmak birlikte yatar. Zayıflama sürecinizdeki değişkenlere bağlı olmakla birlikte, genelde diyet yaparken bir noktada herhangi bir fiziksel aktiviteye de başlamak size her anlamda fayda sağlayacaktır.

Öncelikle şunu bilmelisiniz ki, hızlı kilo verme isteği bütünüyle sağlığa aykırı bir istektir. Hızla kilo verme isteği, sonucunda aç bırakan şok diyetler ve/veya güvenilir olmayan ürünleri kullanma gibi tehlikeli zayıflama yöntemlerine başvurmanıza sebep olacaktır. Zayıflama sürecine girmeden önce bu sürecin beslenme alışkanlıklarınızı değiştirecek ve ömür boyu sağlık ve mutlulukla yaşamanızı sağlayacak sabır gerektiren bir süreç olduğunu kabul etmeniz gerekir. Kısa vadeli ve hızlı sonuç almaya yönelik beklentilerle yapılan diyetler istenilen ağırlık kaybını sağlasa da, sonrasında kaybedilen kiloların hızla alınmasına ve sorunlara yol açacaktır.

Kilo almaya çalışmak çoğunlukla vermeye çalışmaktan daha zordur. Çünkü bedenin kapasitesi zorlanır. Fakat en başta altta yatan nedeni bilmek çok önemlidir. Neden bulunduktan sonra doğru bir beslenme programıyla yola çıkmak sizi çözüme ulaştıracaktır.

Besin seçiminizi yaparken duygularınıza fazlaca kulak veriyor olabilirsiniz. Yemekler insana güven verir, tükettiğiniz zaman nasıl hissedeceğinizi her zaman bilirsiniz, bu doğru. Fakat yalnızca geçici çözüm getirdiğini unutmamak gerekir. Duygusal açlığınızı besinlere yönelmek yerine çeşitli hobilere yönelmek ile kapatmaya çalışın. Denediğinizde işe yaradığını göreceksiniz.

Ne yazık ki diyet yaparak yalnızca bölgesel bir incelme sağlamak mümkün değildir. Karın çevresi yağlanmasını önleyen bir takım besinler var olsa da, özel bir toparlanma ihtiyacında iseniz sporla mutlaka desteklemeniz gerekecektir.

Kilo kontrolünde başarı sağlayan kişilerin en temel özelliği “gerçekçi olmalarıdır. Eğer kendinizi iyi tanıyıp her zaman uygulayabileceğiniz bir beslenme programı uygulayabilirseniz yaşam boyu aynı düzende kalmayı başarır ve kilonuzu korursunuz. Gerçekçilikten uzak ve katı uygulanan diyet listelerinin ömrünün kısa olduğunu söyleyebilirim.

Kilo problemi yaşayanların pek çoğunda yeme bozukluğu var. Yani duygu durumundaki değişikliğe göre yemek miktarı artıyor ve ya azalıyor ve dolayısıyla kiloda sürekli bir dalgalanma oluyor. Bu noktada beslenme eğitiminin yanında psikolojik destek alarak stresle baş etmeyi öğrenirse kilo korumak daha kolay. Kişinin kilo alma sebebi sadece metabolik bozukluksa ( şeker, tiroid vb...) doğru beslenmeyi öğrendiği taktirde kilosunu koruyabilir.

Günümüzde medyanın da bize “zayıf “ kavramını dayatmasının sonucu olarak yediden yetmişe herkes daha zayıf olmanın peşinde. Hatta artık zayıf olmak bile yeterli gelmiyor, fit görünmek ( daha kaslı ve sıkı) için uğraşıyoruz. Daha az kalori alıp daha çok spor yapıyoruz. Belli bir noktaya kadar sağlıklı beslenmek ve spor yapmak çok güzel fakat bunun aşırıya kaçması yeme bozukluğu ve spor bağımlılığını yanında getiriyor. Bu yüzden sıfır beden olmak için değil sağlıklı bir bedene sahip olmak için özen göstermeliyiz.

İnsan vücudunun; beyninin %75’i, kanının % 92’si, kaslarının %75’i ve kemiklerinin %22’sinin sudan oluştuğunu göz önünde bulundurursak metabolizmanın en önemli ihtiyacının su olduğunu anlayabiliriz. Ortalama 2.5 litre suyu tüketemeyen bireylerde metabolizmada yavaşlama, yorgunluk, astım ve alerjilerde artış, kandaki sıvı azalmasına bağlı olarak kan akışının azalması ve kan basıncının artması, cilt problemleri, kolesterol, sindirim bozuklukları, mesane ve böbrek problemleri, kabızlık, eklem ağrıları ve metabolik hızın düşmesine bağlı olarak kilo artışı.Ramazan döneminde yaşanan hareketsizlik ve uzun süreli açlığın ardından yapılan yemek seçimleri ve susuzluk mide ve barsak sistemini etkileyebilir.